İHTİYATİ HACİZ VE İHTİYATİ TEDBİR KAVRAMLARI VE FARKLARI
Bir uyuşmazlığın çözümü sırasında, henüz dava açılmadan veyahut dava süreci devam ederken henüz nihai hukuki koruma gerçekleşmeden yargılamanın sonucunun tehlikeye girmesine engel olmak amacıyla her iki tarafça da talep edilebilen, yaklaşık ispat seviyesi ile yetinilebilen, basit ve hızlı bir şekilde karar verilebilen ve bağlayıcı olup lehine karar verilen tarafın hukukunu geçici mahiyette korumaya yönelik kararlara geçici hukuki korumalar denir. Geçici hukuki koruma talep eden tarafın hukuki yararı şarttır. Geçici hukuki koruma talep eden tarafın talebinde talep ettiği geçici hukuki koruma türünü ve sebebini belirtmesi şarttır. Mahkeme, tarafın talep ettiği geçici hukuki koruma türünden başka bir tedbire karar vermesi mümkün değildir. Öncelikle Hukuk Muhakemeleri Kanunu olmak üzere bir sürü farklı kanunda da geçici hukuki korumalar düzenlenmiştir. Uygulamada en çok karşımıza çıkan ve en çok birbirine karıştırılan iki yöntem ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirdir.
İhtiyati haciz ve ihtiyati tedbir, ilgili kişinin alacağını ya da hakkını koruma altına alan niteliği itibariyle geçici hukuki korumalardır. Uzun süren davalar, icra takipleri sonucu borçluların bu süre içindeki mal kaçırma ihtimalini artırabilir. İhtiyati haciz ve ihtiyari tedbir gibi müesseseler bu gibi konuların önüne geçebilmek için kanunlarımızda yer alan hukuki korumalardır. Genel olarak; ihtiyati tedbir, nihai hükme kadar devam eden yargılama süresince sonucun konusuz veya anlamsız kalmasını önlemek için talep edilen geçici önlemlerdir. İhtiyati haciz ise alacaklının para veya teminat alacağının zamanında ödenebilmesi için, borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasıdır.
İhtiyati tedbir, Hukuk Muhakemeleri Kanununda düzenlenmiştir. İhtiyati haciz ise İcra İflas Kanununda düzenlenmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR KAVRAMI
İhtiyati tedbirler, yargılama sonucundaki nihai karara kadar talep edilebilen davacı veya davalının dava konusu ile ilgili hukuki durumda meydana gelebilecek zararlara karşı geçici nitelikteki hukuki korumalardır. İhtiyati tedbir, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda düzenlenmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. Maddesine göre, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”
İhtiyati tedbir talebinde bulunabilmek için taraflar arasında uyuşmazlık konusu oluşturan bir hak ve ilgili bu hak üzerinde ihtiyati tedbir talep edilebilecek bir sebep olmalıdır. İhtiyati tedbir kararı verilirken yaklaşık ispat kuralı aranır. Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Bu süreçte ihtiyati tedbir kararı nedeniyle davalının haksız olarak zarara uğrayabilme ihtimaline karşı davalının zararının karşılanabilmesi için tedbir talep edenden teminat göstermesi istenebilir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 392. Maddesine göre, “İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir. Adli yardımdan yararlanan kimsenin teminat göstermesi gerekmez.”
İhtiyati tedbirler, genel olarak eda, düzenleme ve teminat amaçlı ihtiyati tedbirler olarak üçe ayrılır. Teminat amaçlı ihtiyati tedbirlere, tapuya şerh konularak taşınmazın devrinin engellemesi, malın muhafazası örnek verilebilir. Düzenleme amaçlı ihtiyati tedbirlere, yabancı para birimiyle ödeme yapılacak hallere kurun sabitlenmesi tedbiri örnek gösterilebilir. Son olarak ise eda amaçlı ihtiyati tedbirlere, tedbir nafakası örnek verilebilir.
İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir. İhtiyati tedbir talepleri davanın görüldüğü mahkemece incelenir ve karara bağlanır. Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 391. Maddesine göre,
“(1) Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir.
(2) İhtiyati tedbir kararında;
- a) İhtiyati tedbir talep edenin, varsa kanuni temsilcisi ve vekilinin ve karşı tarafın adı, soyadı ve yerleşim yeri ile talep edenin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası,
- b) Tedbirin, açık ve somut olarak hangi sebebe ve delillere dayandığı,
- c) Tereddüde yer vermeyecek şekilde, neyin üzerinde ve ne tür bir tedbire karar verildiği,
ç) Talepte bulunanın ne tutarda ve ne türde bir teminat göstereceği, yazılır.”
İhtiyati tedbir talebinin reddi kararı gerekçeli olarak verilir ve bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir. Yüzüne karşı aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf da kanun yoluna başvurabilir. Bu başvurular öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır.
İhtiyati tedbir kararına karşı taraf dinlenmeden verilmiş ise itiraz edilebilir. İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler.
İhtiyati tedbir, nihai kararın kesinleşmesine kadar devam eder. Ancak mahkeme, belli şartlar dahilinde öncesinde de tedbir kararının kalkmasına karar verebilir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre, lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür. Bu davada zamanaşımı süresi bir yıldır. Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır.
İHTİYATİ HACİZ KAVRAMI
İhtiyati haciz, alacaklının para veya teminat alacağının zamanında ödenebilmesi için, borçlunun mallarına geçici olarak el konulması tedbiridir. İhtiyati haciz de ihtiyati tedbir gibi geçici hukuki koruma tedbiridir. İhtiyati haciz, İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 257. Maddesine göre,
“Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”
İlgili kanun maddesine göre ihtiyati haczin şartlarından ilki, alacağın para alacağı olması gerekir. İhtiyati haciz, para alacakları ve para olarak talep edilebilen alacaklar için düzenlenmiştir. Ayrıca alacağın rehinle temin edilmiş olmaması gerekir. İhtiyati haciz talebinde bulunabilmek için borcun vadesinin gelip gelmemiş olmaması da bizim için önem arz eder. Borcun vadesi gelmişse ve buna rağmen borçlu borcunu ödememişse ihtiyati haciz talebi yapılabilir. Ancak borcun vadesi gelmemişse iki halin bulunması ile haciz istenebilir. Bunlardan birincisi borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması ikincisi ise borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatta alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebilir.
İhtiyati hacizde görevli ve yetkili mahkeme konusunda genel hükümler uygulanır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 258. Maddesine göre, “İhtiyati hacze 50nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir.
İhtiyati haciz talebinin reddi kararı gerekçeli olarak verilir ve bu karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Yüzüne karşı aleyhinde ihtiyati haciz kararı verilen taraf da istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruları öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.”
Alacaklı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın infazını istemeye mecburdur. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar. İhtiyati haczin infazı ile ilgili şikayetler infazı yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine yapılır.
İhtiyati hacizde teminat konusuna gelirsek, İcra ve İflas Kanunu’nun 259. Maddesine göre,
“İhtiyati haciz isteyen alacaklı hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96’ncı maddesinde yazılı teminatı vermeğe mecburdur.
Ancak alacak bir ilama müstenit ise teminat aranmaz.
Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata lüzum olup olmadığını takdir eder.
Tazminat davası ihtiyati haczi koyan mahkemede dahi görülür.”
Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz. (İİK 265. Madde)
İHTİYATİ TEDBİR VE İHTİYATİ HACZİN BENZERLİKLERİ
- Her iki kurumda geçici hukuki koruma amacı taşır.
- Maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmezler.
- Yasada görülen sürelerde ve belirli şartlar dahilinde işlemler yapılmalıdır.
- Duruşma yapılmaksızın karar verilebilir.
- Yaklaşıp ispat yeterlidir.
İHTİYATİ TEDBİR VE İHTİYATİ HACZİN FARKLARI
Bilindiği üzere uygulamada en çok karıştırılan geçici hukuki koruma tedbirleri, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirdir. Bu konuda karşılaşılan sorunlara istinaden yargıtay da bazı kararlarında iki kurum arasındaki farklara değinmiştir.
Hukuk Genel Kurulu bir kararında bahsettiğimiz iki kurumun farklarına şu şekilde değinmiştir, “Amaç bakımından ihtiyati tedbir, aynı uyuşmazlık konusu olan taşınır veya taşınmaz malların devrinin önlenmesi, dava sonuna kadar aynen muhafaza edilmesi veya bir tehlike yahut zararın önlenmesi amacıyla HUMK’un 101 vd., HMK’nın 389 vd. maddelerinde öngörülen durumlarda başvurulan bir yol olduğu halde, ihtiyati haciz, bir alacağın tahsilini temine sağlayan bir vasıtadır. İhtiyati hacizde, ihtiyaten haczedilen mal ve haklar, alacaklının açtığı veya yaptığı veya açmayı yahut yapmayı düşündüğü dava veya icra takibinin konusu değildir. Halbuki ihtiyati tedbirde, hakkında tedbir kararı alınan şey, esasen asıl davanın konusudur.
Konuları bakımından ihtiyati haciz sadece taşınır ve taşınmaz mallarla alacak ve haklara ilişkin olabildiği halde, ihtiyati tedbirin konusu daha geniştir. Gerçekten ihtiyati hacze konu teşkil eden şeyler dışında bir şeyin yapılması veya yapılmamasına dair fiil ve hareketler ile bir şeyin teslimi veya bir paranın ödenmesi veya ödenmemesi gibi yükümlülükler de ihtiyati tedbirin konusu teşkil ederler.
Sonuçları bakımından ihtiyati haciz kararından sonra alacaklı borçlu hakkında mutlaka dava açmaya mecbur olmayıp icra takibinde de bulunabildiği halde (İİK mad. 264) ihtiyati tedbir kararı alan kimse mutlaka süresi içinde dava açmak zorundadır.
İstihkak davaları bakımından da ihtiyati haciz ile ihtiyati tedbir farklılık arz eder. İhtiyaten haczedilen şeyler hakkında açılan istihkak davalarına İİK’nun 96 vd. hükümlerine göre İcra Mahkemelerince (İ.İ.K. Geçici 6.Madde) bakıldığı halde ihtiyati tedbir kararına konu teşkil eden şeyler hakkında istihkak iddiaları genel hükümlere göre genel görevli mahkemelerde incelenir.” (HGK 2015/3372 E. 2018/766 K.)
İhtiyati haciz sadece taşınır ve taşınmaz mallarla alacak ve haklara ilişkindir. İhtiyati tedbirin konusu daha geniştir. İhtiyati hacze konu teşkil eden şeyler dışında bir şeyin yapılması veya yapılmamasına dair fiil ve hareketler ile bir şeyin teslimi veya bir paranın ödenmesi ve ödenmemesi gibi yükümlülükler de ihtiyati tedbirin konusunu teşkil ederler.
İhtiyati hacizde, ihtiyaten haczedilen mal ve haklar, alacaklının açtığı veya başlattığı ya da açmayı yahut başlatmayı düşündüğü dava veya icra takibinin konusu değildir. Ancak ihtiyati tedbirde, hakkında tedbir kararı alınan şey, esasen asıl davanın konusudur.
İhtiyati haciz kararına karşı yedi gün içinde itiraz edilebilir. İhtiyati tedbir kararına karşı ise bir hafta içinde itiraz edilebilir.
İhtiyati hacizde icra takibi veya alacak davası sonunda, hacizli mal alacaklıya aynen verilmez. Açacağı davada haklı çıkarsa veya yapılan takip kesinleşirse üzerine ihtiyati haciz konulan malların satışı yapılarak elde edilen bedel alacaklıya verilir. İhtiyati tedbirde, tedbir konulan mal aynen hak sahibi başvurana verilir.
İhtiyati hacizde, alacaklı ihtiyati haciz kararının verilmesinden itibaren 10 gün içerisinde mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın uygulanmasını istemek zorundadır. Aksi halde ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar. İhtiyati tedbirde ise kararın verilmesinden itibaren 1 hafta içinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması talep edilmek zorundadır. Aksi halde ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden kalkar.
KAYNAKÇA
1- http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m1997-19972-902
2- Şanal Görgün, Levent Börü, Mehmet Kodakoğlu; İcra ve İflas Hukuku, 3. Baskı, Yetkin Yayınları
3-İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz incelemesi, Enes Özbay
4- karararama.yargitay.gov.tr
5-İlgili kanunlar