TİCARİ SATIŞLARDA MALIN AYIPLI ÇIKMASI VE AYIP İHBAR SÜRESİ
İnsanların, ihtiyaçlarını karşılama isteği neticesinde ortaya çıkan ticaret, günümüzde teknolojik gelişmeler ve e-ticaretin ortaya çıkmasıyla etki alanını artırdı. Bu durum ticari ilişkilerden ,özellikle ayıplı mal tesliminden kaynaklanan uyuşmazlıkları artırdı. Türk Ticaret Kanunu ,Türk Borçlar Kanunundan farklı olarak ticari satışlarda ayıplı maldan kaynaklanan ihbar yükümlülüğüne ilişkin özel düzenlemeler getirdi. Makalede, ayıp ihbarının süresine ilişkin bu düzenlemeler incelenecektir.
AYIP KAVRAMI VE AYIP İHBARI
Ayıp ,satış veya trampa konusu malın taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. Ayıp, alıcının satılandan beklediği faydaları ortadan kaldıran ya da azaltan ,satılanın değerini düşüren veya tamamen yitirmesine sebep olan kusurlardır.
Satıcının satılandaki ayıptan sorumluluğu için ,Türk hukukunda tüketici işlemi niteliğindeki satışlar bakımından alıcıya bildirim külfeti yüklenmiştir. Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu kapsamındaki satışlarda malın ayıplı olması durumunda alıcının bildirim külfeti bulunmaktadır .Doktrinde ,ayıplı maldan sorumlulukta bildirim külfetinin aranmaması gerektiğini savunan yazarlar olduğu gibi sadece ticari satışlarda bildirim külfetinin aranması gerektiğini savunan bir görüş de mevcuttur. Ayıplı mal bildiriminde bulunmayan alıcı, malı olduğu gibi kabul etmiş sayılacaktır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 223/1 hükmü uyarınca alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır.
Tacirler arasındaki ticari satışlarda ayıplı ifa hallerinde alıcının muayene ve ihbar külfetlerinin süresi hakkında TTK Madde 23/1-c de düzenlenmiş olan özel hüküm uygulanacaktır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 23/1-c maddesin gereğince malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. Ayıp bildirimi ile satıcının satılandaki ayıptan bir şekilde haberdar olması ve ona kendi aleyhine sonuç doğurabilecek bu duruma karşı önlem alması imkanının sunulması amaçlanmaktadır. Ayıp bildirimi ;alıcının, ayıp nedeniyle sahip olduğu hakları yitirmemesi amacıyla ,gözden geçirme sonucunda satılanda tespit ettiği nitelik eksikliklerinden satıcıyı haberdar etmesidir. Alıcının satıcıya ayıbı bildirmesinde özel şekil şartı aranmamakla birlikte, bildirimde satılanın ayıplı olduğu açık bir şekilde ifade edilmelidir.Ancak ticari satışlarda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 18. Madde hükmü gereği tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır .Eski TTK döneminde ,getirilen şartın geçerlilik şartı mı yoksa ispat şartı mı olduğu doktrinde tartışmalara neden olsa da , Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 996/11-951 Esas 12.03.1997 tarih ve 997/178sayılı kararında hükümde öngörülen şekillerin geçerlilik şartı olmayıp ispat şartı olduğu vurgulanmıştır. Ancak yeni TTK ile getirilen düzenleme sonucu ,doktrinde ve Yargı kararlarında ,öngörülen şekil şartının bildirimin geçerliliğini etkilemediği, ispat şartı olduğu kabul edilmektedir.
Satıcının, satılandaki ayıptan sorumlu tutulabilmesi için, kusurlu olması şartı aranmaz .Aslında bildirim külfetinin amacı , satıcıya satılandaki ayıptan derhal haberdar olarak oluşan zararın artmasını önleme ve ayıbın muhtemel sonuçlarına karşı kendisini koruma imkanı sunarak satıcının kusursuz sorumluluğunu dengelemektir. Ayıp bildiriminin yapılabileceği sürelerin kanunda belirlenmiş olması ,satıcıyı sürekli ayıp bildirimi tehdidi altında olmaktan kurtarmanın yanında ,satılandaki ayıbı ispat kolaylığı sunmaktadır .Türk Ticaret Kanunu kapsamındaki satışlarda ticari iş olmasının sonucu olarak ayıp bildirimi için süre belirlemesinin gerekli olduğu noktasında görüş birliği mevcut iken doktrinde baskın görüş, Türk Borçlar Kanunu kapsamındaki satışlarda ayıp ihbar sürelerini uygulanmasının hak kayıplarına neden olduğu gerekçesiyle yerinde olmadığı yönündedir.
Ayıp bildirimi için Kanunda belirlenen sürenin hak düşürücü süre olduğu,bu sürenin sona ermesiyle alıcının malın ayıplı olmasından doğan hakları kaybedeceği hususundan doktrinde ve Yargıtay kararlarında baskın görüş iken bildirim süresinin geçmiş olmasının hâkim tarafından resen göz önünde bulundurulup bulundurulamayacağı hususu tartışmalıdır. Yargıtay bazı kararlarında ayıp ihbarının niteliği itibariyle satın alınan maldaki ayıbın varlığını satıcıya bildirmeye yönelik bir tasavvur açıklaması olduğundan, bildirim süresinin ihlal edildiği taraflarca ileri sürülmedikçe mahkeme tarafından bu hususun değerlendirilemeyeceği yönünde karar vermiş iken bazı kararlarında hak düşürücü süre niteliğinde olan ayıp bildirim süresine uyulmamasının mahkeme tarafında resen göz önünde bulundurulması gerektiği ifade edilmiştir.
AYIPTAN SORUMLULUĞUN ŞARTLARI
Satıcının ayıptan sorumluluğu hükümlerine gidilebilmesi için satılanı teslim ve mülkiyeti devretme borcunu yerine getirmiş olması gerekir. Bunun yanında alıcının ,malın ayıplı olması nedeniyle malı teslim almaktan kaçındığı durumlarda , ayıba karşı tekeffül borcunun satıcı tarafından üstlenilmesi aşamasına geçilmeden,alıcının satıcıyı borcun ifa edilmemesine ilişkin genel hükümler uyarınca sorumlu tutabilmesi de mümkündür. Satıcının ayıptan sorumluluğunun ikinci şartı alıcıya teslim edilen malın ayıplı olmasıdır. Ayıp ,satılanda vaat edilen niteliklerin bulunmamasından ya da eksik bulunmasından kaynaklanan ya da satılandan beklenen faydanın elde edilmesine engel olan nitelikte, satılanda bulunması gereken vasıfların mevcut olmamasıdır . TBK Madde 219/1 gereğince satıcı ,nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıplardan da sorumludur .Satıcının ayıptan sorumlu olabilmesi için ayıbın ; taşınır satışlarında zilyetliğin devrinden , taşınmaz satışlarında ise tescil anından önceki bir nedenden kaynaklanmış olması ve taraflar arasında ayıptan sorumsuzluğa ilişkin bir anlaşmanın bulunmaması gerekir.Hasar ve yarar alıcıya geçtikten sonra meydana gelen ayıplar nedeniyle satıcının sorumluluğuna gidilemez. Ancak unutulmamalıdır ki kullanım sonucu ortaya çıkacak gizli ayıplar bakımından satıcının sorumluluğu bu andan sonra da devam etmektedir. Ayrıca TBK madde 222 hükmü gereğince satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu tutulamayacak, alıcının ayıbı bilmesi satıcının sorumluluğunu ortadan kaldıracaktır.
Satıcının ,ayıptan sorumlu tutulabilmesinin en önemli şartı, alıcının malı gözden geçirme ve bildirim yükümlülüğünü yerine getirmiş olmasıdır .Alıcının bu yükümlülüğünün yerine getirmemesi hâlinde ayıp nedeniyle sahip olduğu hakları kaybedeceği unutulmamalıdır. Türk Ticaret Kanunu , ticari satışlarda ihbar yükümlülüğüne ilişkin özel düzenleme getirmiş ,bu yönüyle TBK ‘den ayrılmıştır. TTK madde 23 hükmü gereğince ticari satışlarda, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise ihbar süresi iki gündür. Ayıp açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, bu durumu bu süre içerisinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Ticari işlerin niteliğinden kaynaklı olarak bildirim süresi ,Türk Borçlar Kanununun aksine açıkça belirlenmiştir . Nitekim TBK madde 223 gereği alıcı , devraldığı satılanın durumunu gözden geçirme süresinin işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz olduğu ve alıcının satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde satıcıya ona bildirmek zorundadır .Türk Borçlar Kanunu’nun 223.maddesi hükmü, ticari satışlarda gizli ayıp durumunda uygulanacağından ,önem arz etmektedir. TTK madde 23 hükmü incelendiğinde 3 ayıp türü için farklı ihbar süreleri belirlendiği görülür.Madde gereğince; malın teslimi sırasında açıkça görülebilecek ayıplar bakımından ihbar süresi malın tesliminden itibaren 2 gün ,malın teslimi sırasında açıkça belli olmamakla birlikte olağan bir muayene ile tespit edilebilecek ayıplar için ihbar süreci alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gündür. Olağan bir muayene ile ortaya çıkmayacak ve malın kullanımı esnasında saptanabilecek gizli ayıplar ise TBK madde 223 gereğince ayıbın ortaya çıkması ile derhal satıcıya bildirilmelidir.
GİZLİ AYIP KAVRAMI
TTK madde 23 hükmü gereğinde satılandaki ayıbın gizli ayıp olması durumunda ,TBK madde 223 hükmünün uygulanacağında şüphe bulunmamaktadır. Gizli ayıplar, ancak kullanıma bağlı olarak zamanla ortaya çıkabilecek ayıplar şeklinde nitelendirilmektedir. Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 25.09.2012 Tarih, 9832/10921 sayılı kararında gizli ayıbın tanımı yapılmıştır; “Açık ayıp, eserin iş sahibine teslimi anında kolaylıkla görülebilen ayıplardır. Buna karşılık GİZLİ AYIP ESERİN TESLİMİNDEN SONRA VE KULLANIM SIRASINDA KENDİNİ GÖSTEREN AYIP TÜRÜDÜR.” Olağan muayene ile tespit edilemeyecek ,malın kullanımı esnasında ortaya çıkan ayıplar gizli ayıp olarak nitelendirilir.Gizli ayıp,çoğunlukta imalattan kaynaklanan ve zamanla,kullanım esnasında orta çıkan,emtiadan istenilen verimin alınmasına engel olan ayıplardır. Yargıtay gizli ayıbı, emtianın teslimi sırasında açıkça belli olmayan ve ayrıca alıcının tesellümünden sonra sekiz gün içinde yapılacağı veya yaptıracağı muayene ile de anlaşılması mümkün olmayan ve fakat zamanla ve malın kullanılması sırasında ancak ortaya çıkacak olan bir ayıp olarak tanımlamıştır. Örneğin Yargıtay , satın alınan araçta güneşe çıktıktan 1 ay sonra belirginleşen boya kusurunu, üründe bulunan anakart arızasını ,aracın kilometresinin indirilmesini gizli ayıp kapsamında kabul etmiştir.Ayıp gizli ayıp dahi olsa,ticari satımlarda satılanın ayıba karşı tekeffülünden kaynaklanan her türlü dava teslim tarihinden itibaren 6 ay geçmekle zamanaşımına uğrayacağı düzenlemesinin eski TTK ‘da yer aldığı , satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü davanın, ayıp gizli ayıp olsa dahi satılanın alıcıyadevrinden başlayarak 2 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı ,yalnızca satıcının satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusuru bulunduğu hâllerde 2 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmayacağı unutulmamalıdır .
AYIP HÂLİNDE ALICININ SEÇİMLİK HAKLARI
TBK madde 227 hükmü gereğince satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcının seçimlik hakkı bulunmaktadır:
- Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
- Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
- Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere
satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
- İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı , alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vermek ve uğradığı zararın tamamını gidermek suretiyle alıcının seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
SONUÇ
Ticari satış , sözleşmenin iki tarafının da tacir olduğu, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olan satış olarak tanımlanmaktadır. Ticaret hayatının ve basiretli tacir olmanı getirdiği yükümlülükler göz önünde bulundurularak ,Türk Ticaret Kanununda ayıp ihbar sürelerine ilişkin özel bir düzenleme getirilmiş , ayıp ihbar süreleri açıkça belirlenmiştir.Türk Ticaret Kanununda; ticari satışlarda, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise ihbar süresinin iki gün olacağı ,ayıp açıkça belli değilse alıcının malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, bu durumu bu süre içerisinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğu açıkça düzenlenmiştir.Gizli ayıp hâlinde ise
TBK madde 227 hükmünün uygulanacağı ve ayıbın ortaya çıkmasından itibaren durumun derhal satıcıya bildirilmesi gerektiği unutulmamalıdır.Yargıtay’ın,basiretli bir tacir olma yükümlülüğünün sonuçlarını gerekçe göstererek ,kararlarında tacirin ticari satışlarda malı inceleme veya incelettirmek yükümlülüğünü vurguladığı ve bu incelettirme yükümlülüğünün kapsamınnı geniş ,gizli ayıp kavramının kapsamını dar tuttuğu hususu göz önünde bulundurulduğunda hak kayıplarının yaşanmaması için ayıp ihbarında bildirim sürelerine uyulması önem arz etmektedir.