İLAM VE İLAM NİTELİĞİNDEKİ BELGELER ARASINDAKİ FARKLAR

İLAM VE İLAM NİTELİĞİNDEKİ BELGELER ARASINDAKİ FARKLAR

İlamlı icra takibi  yoluna başvurulabilmesi için takibin ilam ya da ilam niteliğinde bir belgeye dayanması gerekir. Hangi belgelerin ilamlı icra yoluyla takibe konu olabileceği ve bu belgeler arasındaki farkların neler olduğunun bilinmesi hak kayıpları yaşanmaması için önemlidir.

İLAMLI İCRA TAKİBİ

İlamlı icra takibinde, mahkemeden lehine ilam alan kişi mahkeme kararının yerine getirilmesi amacıyla icra dairesine başvurarak mahkeme kararının gereğinin yerine getirilmesi  için takip talebinde bulunabilir

İlamlı icrada ,her icra dairesi yetkilidir. İlâm veya ilâm niteliğindeki belgenin tarih, numarası ve özeti yazılır , ayrıca icraya konulan ilâm veya ilâm niteliğindeki belge takip talebi ile birlikte icra dairesine verilir . Takip talebinden sonra borçluya icra emri gönderilir ve icra emrine karşı ilamsız icradaki gibi, takibin durmasını sağlayan doğrudan bir itiraz yolu bulunmamaktadır. İcra emrinde borçlunun ilâmda belirtilen borç konusu şeyi, kural olarak 7 gün içinde ödemesi, teslim etmesi veya yapması istenir. İlâma uyması ya da bu süre içinde icranın geri bırakılmasına ilişkin karar getirmesi, aksi takdirde  ilâmın icra dairesi tarafından zorla yerine getirileceği ihtar edilir. Para alacağına ilişkin ilamların icrasında  bir icra emrinde; borçlunun yedi gün içinde borcunu  ödemesi, ödememesi halinde  aynı sürede mal beyanında bulunması, mal beyanında da bulunmaz veya gerçeğe aykırı mal beyanında bulunursa hapisle tazyik olunacağı ihtarı yer alır. Ancak, borçlunun bazı durumlarda  borçlunun  takibin ilerlemesine karşı koyma imkânı mevcuttur. İcranın geri bırakılması olarak adlandırılan bu yola icra emrinin tebliğinden önceki sebepler ya da sonraki sebeplere dayanılarak başvurulabilir.

İcra emrinin tebliğinden önceki icranın geri bırakılması sebepleri ;itfa ,imhal ve zamanaşımıdır. Borçlu bu sebeplere dayanarak  icra emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde İcra Mahkemesine başvurabilir.İtfa borçların geri ödenmesi için yapılan her türlü ödemeyi kapsar . İmhal ise borçluya borcu ödemesi için süre verilmesidir.  İtfa ve zamanaşımı haklı bulunursa takibin iptaline, imhal haklı bulunursa takibin geri bırakılmasına karar verilebilir. Borçlunun icranın geri bırakılması talebi  reddedilirse takip aynen devam eder.İcra mahkemesinin vermiş olduğu kabul veya ret kararına karşı borçlu ,istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabilir. Borçlu bu yola başvurmak istiyorsa süresi içerisinde teminat yatırmalıdır. Mahkemece icranın  geri bırakılması kararı verilmişse kararın   alacaklı ,kararın kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde genel mahkemelerde dava açabilir. İlamlı icra takibinden sonra icranın geri bırakılması yoluna ;ilama bağlanmış borcun itfa edilmesi ,borcun  zamanaşımına uğramış veya alacaklı tarafından borçluya süre verilmişse , borçlu hiçbir süreye tabi olmaksızın  icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasını talep edebilir . Kural olarak ilamlı icra takibi, son işlemin üzerinden on yıl geçmesi ile zamanaşımına uğrar ve bu durumda  borçlu icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasını isteyebilir.Taşınmaz mülkiyetine ve taşınmaz üzerindeki ayni haklara ilişkin ilamlar ile kişiler ve aile hukukuna ilişkin ilamlar zamanaşımına uğramaz . İcra Mahkemesinin kabul veya red kararına karşı alacaklı veya borçlu tarafından genel mahkemelerde dava açılabilir.

İcranın durdurulması , takibe konu ilam için kanun yoluna başvurulması hâlinde mahkeme tarafından icra işlemlerinin olduğu yerde bırakılması,icra işlemlerinin ilerlemesinin durdurulmasıdır.  İlamın icrasını durdurmak isteyen borçlu istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurmalı ve ilamın icrasının durdurulmasını talep etmelidir. Mahkeme kararın istinafa ya da temyize götürülmüş olması, kural olarak ilâmın icrasını durdurmaz , İlâmın icrası için kararın  kesinleşmesi şartı aranmaz. Ancak bazı hâllerde hükmün icrası  için kararın kesinleşmesi gerekir . Ceza mahkemesi ilâmlarının yargılama giderlerine ilişkin hüküm fıkrası, sayıştay ilamları , nafaka hükümleri hariç aile hukukuna ilişkin ve şahsın hukukuna ilişkin hükümler, taşınmaz ve buna ilişkin aynî haklara ilişkin hükümler, bütün gemilere ve bunlarla ilgili ayni haklara ilişkin hükümler ,yabancı mahkeme kararlarının tenfizi hakkındaki kararlar ile menfi tespit davası sonucunda lehine tazminata hükmedilen borçlunun tazminat ve yargılama giderleri için ilamlı takip yoluna başvurabilmesi için hükmün kesinleşmesi şartı aranır.

İLAM KAVRAMI

İlam, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 301-2 .Maddesi hükmünde tanımlanmış olup ,taraflardan her birine verilen hüküm nüshası ilamdır. Hükümde hangi hususların bulunması gerektiği ,Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297.maddesinde sayılmıştır. Hüküm “Türk Milleti Adına verilir ve ilamların eksiksiz ve doğru olarak icra edilebilmesi için hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.  İlamlı icra takibine konu olabilecek ilamlar ,taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözen nihai kararlar olup ,ara kararların ilamlı icraya konu olması mümkün değildir.Usule ilişkin nihai kararlar da cebri icraya elverişli değildir.

Bir ilamın cebri icraya elverişli olabilmesi için  uyuşmazlığı esastan çözen nihai kararlar olmasının yanında bu kararların bir eda hükmünü içermesi gerekir. Tespit niteliğindeki ilamlar cebri icraya elverişli değildir.

-Yargıtay’ın ilk ve son derece mahkemesi sıfatıyla vermiş olduğu ilâmlar

– Sayıştay ilâmları

-İhtisas Mahkemeleri dahil Hukuk Mahkemeleri tarafından verilen ilamlar

-Ceza mahkemeleri tarafından verilen kararların yargılama giderlerine ait hüküm fıkraları

-Hakkında tenfiz kararı verilmiş olan Yabancı Makeme Kararları ve Yabancı Hakem kararları

-Hakem kararları

-Tam Yargı davaları sonucu verilmiş ilamların ilamlı icraya konu olabilmesi mümkündür. İlamlı icraya konu olabilecek ilamlar ; bir işin yapılmasına veya yapılmamasına ilişkin olabilir.  .Bir işin yapılması veya yapılmaması hakkındaki ilâmın borçlu tarafından yerine getirilmemesi durumunda ilâmın zorla yerine getirilmesi sağlanmaya çalışılır. Ancak borçlu tarafından bizzat şahsen yerine getirilmesi gereken ilamlarda borçlunun icra emrine rağmen ilâmın gereğini yerine getirmemesi hâlinde, kişi tazyik hapsi ile cezalandırılması gibi yaptırımlarla karşılaşabilecektir.

İLAM NİTELİĞİNDEKİ BELGELER

İlam niteliğindeki belgeler İcra ve İflâs Kanunu’nun 38. Maddesi hükmünde ve  özel kanunlarda sayılmış olup ilam niteliğindeki belgelerin ilamlı icraya konu edilebilmesi mümkündür.

İİK Madde 38 Hükmü Gereğince İlam Niteliğindeki Belgeler

1-Mahkeme Huzurunda Yapılan Sulhler

HMK’nun 313.maddesi gereğince sulh ,tarafların ancak üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri  uyuşmazlıkları konu alan ve görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, davayı sona erdirip kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağından ilam niteliğindeki belgeler arasındadır. Sulh sözleşmesi ancak hüküm kesinleşinceye kadar yapılabilir. Mahkeme huzurunda yapılan sulhlerin ilamlı icraya konu olabilmesi için ;tespit hükmü değil bir eda hükmü içermesi ,sulh mahkeme huzurunda yapılmışsa sulhe varıldığını gösterir duruşma tutanağının taraflarca imzalanması gerekir. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. Aşırı yararlanma hali ile irade bozukluğu hâllerinde sulhten dönülmesi mümkündür.

2-Mahkeme Huzurunda Yapılan Kabuller

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 308.maddesi hükmüne göre kabul, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri konularda mümkün olup ;davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Davayı kabul ,tek taraflı bir usul işlemidir. Karşı tarafın izni ve mahkeme onayına gerek olmaksızın hüküm ifade eder. Kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak  ,açık ve kesin biçimde yapılır. Sulhten farklı olarak davayı kabulün şarta bağlı yapılması mümkün değildir. Davayı kabul ,hüküm kesinleşinceye kadar ,kısmi veya tam kabul olarak kayıtsız ve şartsız gerçekleştirilebilir. Mahkeme huzurunda yapılan kabuller ilam niteliğinde belgedir. Ancak feragat edildiğinde hak sona erdiği için feragatler ilam niteliğinde belge değildir.

3-Kayıtsız Ve Şartsız Para Borcunu İkrar Eden Re’sen Tanzim Edilen Noter Senetleri,

Re’sen tanzim edilen noter senetlerinin ilam niteliğinde belge sayılabilmesi için para borcuna ilişkin noter senedinin tek tarafları kayıtsız şartsız borç ikrarı niteliğinde olması gerekir.

 

4-İstinaf ve temyiz kefaletnameleri

İstinaf ve temyiz kefaletnameleri ,bölge adliye mahkemelerinde ve Yargıtayda icranın geri bırakılmasını sağlamak amacıyla teminat olarak gösterilmesi gereken kefaletnamelerdir .

 

5- İcra Dairelerindeki kefaletnameler

İcra kefaletleri ,üçüncü kişilerin kefil sıfatıyla icra müdürü huzurunda icra takibinde belirtilen icra takibine konu miktarın kısmen veya tamamen ödenmesini öngören taahhütlerdir . İcra kefaletlerinin geçerli olabilmesi için  adi yazılı şekilde olması yeterlidir ancak kefilin müteselsil kefil olunduğunun kefil tarafından el yazısı ile yazılması, kefalet beyanında kefil olunan miktarın açıkça belirtilmesi  ,  ve kefilin eşinin yazılı rızasının bulunması gerekir. Müteselsil kefalet ile borçluya tanınan ,asıl borçluya başvurmadan direkt kefile başvurma hakkı kapsamında alacaklı tarafından icra kefaletleri İİK m.38 gereği ilâmların icrasına konu olabilir.

ÖZEL KANUNLARDA SAYILAN İLAM NİTELİĞİNDEKİ BİRTAKIM BELGELER

  • Avukatlık Kanunu’nun 35/A Maddesine Göre Düzenlenen Uzlaşma Tutanağı
  • 6325 SAYILI Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18.maddesi uyarınca düzenlenen icra edilebilirlik şerhi içeren anlaşma belgesi,
  • Tüketici Hakem Heyeti kararları
  • CMK’nun 253.maddesi uyarınca düzenlenen uzlaşma belgesi
  • Sigorta Tahkim Komisyonu kararları
  • 1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca avukatlar hakkında verilen para cezası ve baro giderlerine ilişkin kararlar
  • Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununun 12.maddesi uyarınca düzenlenen alacak senedi ve belgeleri
  • Noterlik Kanunu uyarınca Noterler Birliği Disiplin Kurulunun para cezasına veya giderlere ilişkin kararları
  • Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 61.maddesi uyarınca verilen yıllık aidat ve katılma paylarına ilişkin kararları,
  • Türk Ticaret Kanununun 1284.maddesi uyarınca verilen dispeç raporunun onaylanması kararı
  • Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 77.maddesi uyarınca Yönetim Kurulu tarafından verilen bazı kararlar
  • Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 16.maddesinde düzenlenen yönetim aidatları

İLAM VE İLAM NİTELİĞİNDEKİ BELGELERİN FARKLARI

İlâmların ve ilâm niteliğinde belgelerin ilamlı icraya konu olabilmesi ve icra edilmeleri açısından  herhangi bir farklılıkları bulunmamaktadır. İlam niteliğindeki belgeler ilamlı icraya konu edilebilir ve icra edilebilirlik açısından ilam ile aynı etkiye sahiptir. Bunun yanında ;

-İlamlar maddi anlamda  kesin hüküm teşkil ederken ilam niteliğindeki belgeler maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemektedir.

-İlam niteliğinde belgelerin de menfi tespit davasının konusunu oluşturması mümkündür.Davanın kabulü ve davadan feragat ve şarta bağlı olmayan sulh kesin hükmün sonucunu doğurur .

-Mahkeme kararı olan ilamlara karşı kanun yoluna başvurulabilirken ,ilam niteliğinde belgelere karşı kanun yoluna başvurulamaz. Ancak irade bozukluğu hali varsa iptali istenebilir.

-İlam ve ilam niteliğindeki belgeler arasındaki en büyük fark ,ilama bağlı alacaklarda ihtiyati haciz yoluyla yapılan takipte teminat gösterilmesi gerekmezken ;ilam niteliğindeki belgelere dayanılarak yapılan bir ihtiyati hacizde teminatın gerekip gerekmediğinin takdiri mahkemeye aittir.

– İİK madde 39 gereğince ilama müstenit takip, son muamele üzerinden on sene geçmekle zamanaşımına uğrar. Bir alacak daha kısa zamanaşımı süresine tabi olsa dahi ilama bağlandığında 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Ancak ilam niteliğindeki belgeler için zamanaşımı, belgenin konusu alacak için maddi hukukta öngörülen zamanaşımı süresidir. İİK gereğince ilam niteliğinde belgelerden olan düzenleme biçimindeki noter senetlerinde ise zamanaşımı senedin içerdiği alacak için öngörülen süreye tabidir.

– İlâma dayalı ilâmlı icra takibinde istirdat davası açmak mümkün değilken düzenleme biçimindeki noter senetlerine dayalı ilâmlı icra takibinde istirdat davası açmak mümkündür.

SONUÇ

İlamlar ve ilam niteliğindeki belgeler ilamlı icra yoluyla takibe konu olabilse de ilamların ve ilam niteliğindeki belgelerin bazı farkları bulunmaktadır . Öncelikle ilamlar maddi anlamda  kesin hüküm teşkil ederken ilam niteliğindeki belgeler maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemektedir. Bunun sonucu olarak mahkeme kararı olan ilamlara karşı kanun yoluna başvurulabilirken ,ilam niteliğinde belgelere karşı kanun yoluna başvurulamaz. İlama bağlı bir alacak için kural olarak zamanaşımı süresi 10 yıldır. Ancak ilam niteliğindeki belgeler için zamanaşımı, belgenin konusu alacak için maddi hukukta öngörülen zamanaşımı süresidir. İlam ve ilam niteliğindeki belgeler arasındaki en önemli fark ,ilama bağlı alacaklarda ihtiyati haciz yoluyla yapılan takipte teminat gösterilmesi gerekmezken ;ilam niteliğindeki belgelere dayanılarak yapılan bir ihtiyati hacizde mahkeme gerekli görürse teminat ödenmesine karar verebilir.